BELİRSİZ
ALACAK DAVASI
VE
KISMİ
ALACAK DAVASI
Özet
: Belirsiz alacak ve tespit davası, 01.10.2011
tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107.
maddesiyle yeni bir dava türü olarak hukuk alanımıza girmiştir. Kısmi alacak
davası ise HMK m. 109/2 hükmünün 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644
sayılı Kanun ile mülga hale gelmesi sonrasında taraflar arasında tartışmasız ve
miktarı açıkça belirli alacaklar için kısmi dava açmak artık mümkün hale
gelmiştir. Bu çalışmada kısmi alacak ve belirsiz alacağın tanımı yapılmış ve bu
iki tanıma ilişkin dava süreci ile hukuki görüşler ele alınmıştır.
Anahtar
Kelimeler: Kısmi alacak, Belirsiz alacak, Kısmi dava, Belirsiz alacak
davası, Kısmi Alacak Davası ve Belirsiz Alacak Davası Arasındaki Farklar, Kısmi
Alacak Davası ve Belirsiz Alacak Davasının Şartları, Uygulama Alanı ve Talep
Usulü
GİRİŞ
Herhangi
bir sözleşmeden, hukuki ilişkiden veyahut özel hukukta düzenlenen bazı
kanunların dayanak olması sebebiyle birtakım alacaklar doğmaktadır. Bu sebeple
de özel hukukta alacağın tazminine ilişkin çeşitli dava türlerinin düzenlemesi
yapılmıştır. Bu düzenlemeler hem dava sürecinin işleyişi hem de bazı şartları
bakımından usul ekonomisi ilkesine hizmet etmektedir.
Bu
dava türlerinden birisi 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk
Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK)'nın 107. maddesiyle mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanunu'nda (HUMK) yer almayan yeni bir dava türü olarak belirsiz
alacak ve tespit davasıdır. Madde metni şu şekildedir;
(1)
Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak
belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu
hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek
suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
(2) (Değişik:22/7/2020-7251/7 md.) Karşı
tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam
ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat
sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın
genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak
belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya
değer üzerinden görülüp karara bağlanır.
(3) (Mülga:22/7/2020-7251/7 md.)
Düzenleme
alanı bulan diğer bir dava ise HMK m. 109/2 hükmünün 11.04.2015 tarihinde
yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun’un ile mülga hale gelmesi sonrasında taraflar
arasında tartışmasız ve miktarı açıkça belirli alacaklar için açılabilecek
kısmi dava türüdür. Madde metni şu şekildedir;
(1)
Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir
kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.
(2)
(Mülga: 1/4/2015-6644/4 md.)
(3)
Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması
hâli dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat
edildiği anlamına gelmez.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu tarafından düzenlenmiş bu iki farklı dava türü uygulamada zaman zaman karışıklığa sebep olmaktadır. Bu sebeple çalışmamızda öncelikle bu iki dava türünün özellikleri ve neticede aralarındaki farka değinilmiştir.
BELİRSİZ
ALACAK DAVASI VE KISMİ ARASINDAKİ FARKLAR
Yukarıdaki bölümlerde belirsiz alacak davası
ve kısmi alacak davası detaylı olarak açıklanmaya çalışılmıştır. Bu
açıklamalardan hareketle iki dava arasındaki farkın daha iyi anlaşılabilmesi
bakımından aşağıdaki tablo hazırlanmıştır. Uygulamada bu iki dava türü
birbiriyle çok karıştırılmakta ve kimi zaman hak kayıplarına yol
açabilmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki bu davalar somut olay açısından iyi
bir değerlendirmeye tabi tutulması doğabilecek olumsuzlukların önüne geçmek
için oldukça önemlidir.
ÖZELLİKLER |
KISMİ
ALACAK DAVASI
|
BELİRSİZ
ALACAK DAVASI
|
ALACAK
MİKTARI BELİRLENME DURUMU |
Alacaklının,
alacak miktarının tamamını bildiği veya belirleyebilecek durumda olduğu
durumlarda ise kısmi dava açılabilir.
|
Alacaklının
talep edeceği miktar tam ve kesin olarak belirlenebilir nitelikte değilse
belirsiz alacak davası açılabilir. |
ALACAK
TÜRLERİ |
Genel
olarak para alacakları için kullanılabilir, ancak diğer alacak türleri için
de uygulanabilir.
|
Para
alacakları için geçerlidir. |
ZAMANAŞIMI
VE HAK
DÜŞÜRÜCÜ SÜRE |
Kısmi
davada zamanaşımı ve hak düşürücü süreler yalnızca dava konusu edilen alacak
miktarı için kesilir. |
Belirsiz
alacak davasında zamanaşımı ve hak düşürücü süreler yalnızca davaya konu
geçici talep miktarı için değil, sonradan artırılacak olan alacak da dâhil
olmak üzere tüm alacak için kesilmektedir.
|
ISLAH
HAKKI |
Kısmi
davada davanın açılmasından sonra davacı, geriye kalan alacağını karşı
tarafın muvafakat etmemesi halinde, daha önceden ıslah yoluna başvurmaması
koşuluyla, ıslahla davaya dahil edilebilir.
|
Belirsiz
alacak davalarında, davacı talep miktarını, iddianın genişletilme yasağına
tabi olmaksızın (davalının rızası aranmadan ve ıslah yoluna başvurmadan)
artırabilir. |
FAİZ
HESAPLAMA |
Kısmi
davadan sonra ıslahla artırılan miktar için faiz, ıslah tarihinden itibaren
işlemeye başlar.
|
Belirsiz
alacak davasında alacağın tamamı için davanın açıldığı tarihten itibaren faiz
işletilebilir. |
KARAR
VE SONUÇLAR |
Kısmi
davadaki karar, alacağın tamamı için değil, yalnızca dava edilen kısmı
bakımından hüküm ve sonuçlarını doğurur.
|
Belirsiz
alacak davasında amaç alacağın tamamına ilişkin bir hüküm kurdurmaktır. |
SONUÇ
Alacak
davaları, bir kişinin başka bir kişiden belirli bir miktar parayı tahsil etme
hakkını yasal olarak koruma altına alan önemli hukuki süreçlerdir. Bu tür
davalar, alacaklı ve borçlu arasında yaşanan anlaşmazlıkların çözülmesine
yardımcı olur. Kısmi Alacak Davası ve Belirsiz Alacak Davası, alacak
davalarının özel türleridir ve belirli koşullar altında kullanılırlar.
Kısmi
Alacak Davası, alacaklı tarafın tam miktarı belirli olmayan bir alacağın
tahsili için mahkemeye başvurduğu bir hukuki süreçtir. Bu tür davalarda,
alacaklının borçludan belirli bir miktar parayı talep etmesi gerekmektedir,
ancak bu miktar tam olarak hesaplanamamıştır. Örneğin, bir mal veya hizmet
satışı sonrasında alacaklı, borçlu tarafından ödenmesi gereken bir faturanın
belirli bir miktarını talep edebilir, ancak bu miktar kesin olarak
hesaplanamamışsa bu tür bir dava açılabilir.
Belirsiz
Alacak Davası, borçlu tarafından kabul edilen ancak miktarı belirli olmayan bir
alacağın tahsili için kullanılan bir hukuki süreçtir. Bu tür davalar,
alacaklının borçlu tarafından kabul edilen bir borcu olduğunu ancak borcun
miktarının belirsiz olduğunu iddia ettiği durumlarda kullanılır. Örneğin, bir
hizmet sağlayıcısı ile bir müşteri arasındaki sözleşmede belirli bir hizmetin
sunulduğu ancak hizmet bedelinin tam olarak hesaplanamadığı bir durumda
belirsiz alacak davası açılabilir.
Uygulamada
bu iki dava türünde de yargılama sürecinde bilirkişilerin önemli bir rol
oynadığı yadsınamaz bir gerçektir. Mahkeme, borcun miktarını belirlemesi için
bir bilirkişi atayabilir. Bilirkişi, tarafların sunmuş olduğu delilleri
değerlendirir ve alacağın makul bir tahminini yapar.
Bu yazımızda belirsiz alacak davası ve kısmi alacak davası detaylı olarak açıklanmaya çalışılmıştır. Bu iki dava türü birbiriyle çok karıştırılmakta ve kimi zaman hak kayıplarına yol açabilmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki bu davalar somut olay açısından iyi bir değerlendirmeye tabi tutulması doğabilecek olumsuzlukların önüne geçmek için oldukça önemlidir.
DETAYLI BİLGİ VE DESTEK İÇİN BİZE
ULAŞABİLİRSİNİZ…